Teknoloji'nin Tasarımda Yeri

Teknoloji'nin Tasarımda Yeri

Teknoloji'nin Tasarımda Yeri

Teknolojiden hiç hazzetmeyen biri olarak (tabii ki hayatımıza getirdiği her türlü nimetten faydalanıp yine de insanlığı mahvetti diye çemkirmekten kendimi alamıyorum) tasarladığım binalarda yüksek teknolojiden uzun süre uzak durdum. İnsanların hayatını kolaylaştıracağına, daha da karmaşık hale getirecek diye hep korktum. Günümüzden 6 yıl kadar önce Beylikdüzü'nde bir arsada teknolojik ürünlerin tasarlanacağı ,deneyimsel pazarlama yapılacağı ve satışın da olacağı olağanüstü özelliklere sahip bir nevi merkez gibi çalışacak teknolojik bir üs tasarlamam istendi. Benim yaradılışımda biri için oldukça ürkütücü bir teklifti ancak o dönemde mi yoksa daha önce mi tam hatırlayamadığım bir tarihte seyretmiş olduğum ve tüm dekoruna ve sunuş tarzına hayran kaldığım bir filmi tekrar seyretmek aklıma geldi. Ewan McGregor ve Scarlett Johansson'ın oynadığı "Island" ,Türkçe ismiyle "Ada" filminde bembeyaz ve fütüristik ortamda yüksek teknolojik yaşam algısıyla dizayn edilmiş teknolojik üsde sadece ada ve mekan değildir üstün teknolojiye sahip olanlar.


Adada yaşayan ırk da olağanüstü özelliklere sahip gerçek hayatta çok varlıklı,başarılı ve ünlü kişilerin klonlarıdır. Bu isim insanların herhangi bir organ yetmezliği veya ölümlerinde yerlerine duyguları ve ruhları olmadığı inanılan bu klonlar geçecektir ve adadaki yaşamlarından kopartılacaklardır.


İşte filmdeki atmosferin verdiği heyecanla yaptığım tasarımın ortaya çıkış süresi tüm renderlarıyla beraber bir buçuk ayı bulmuştu.Yaptığım Konsept Projelerle ön plana çıktığım için benden uygulamaya girmem de beklenmediği için hiç olmadığım kadar cesur davranıp binanın içinde kayıp giden tüpler, suyun içinde geçitler, gökyüzü gözlem mekanları gibi bir sürü uçuk detay çizdim. Yapılmaya karar verselerdi teknoloji danışmanı tutmam gerekecekti orası kesin! Benim teknoloji korkumu aşacağım da kesindi.

Esenyurt Teknoloji Üssü Projesi Ayşegül Suner tarafından tasarlanmıştır. Görseller kullanılamaz.


Çok daha sonraları 2 hizmetli çalışanı olan, 4 kişilik bir aileye yaklaşık 400 mkarelik bir ev tasarlarken müşteri isteğiyle "Akıll Ev" sistemleriyle tanıştım; açıkçası ilk önce dert ettim kendime bu durumu çünkü eve neredeyse mobilya montajı girecekti oysa bu yeni sistem nereden baksanız işimi iki ay gibi önemli bir süre uzatacak ayrıca alçı, kablolama, boya ve bunun gibi daha nice detaylarla boğuşmama sebep olacaktı.Binlerce detay değişim paftaları hazırlanacak hepsi usta ekiplerine hem yazılı hem de sözlü olarak anlatılacaktı.Bunların dışında tabii ki usta ekipleri tüm yeni iş kalemleri için müşteriye yeni maliyet çıkartacaklardı.Hayat zordu! Ama zorluklar aşıldığında insan hem mesleki hem de ruh olarak yükselebiliyordu. Neden ben? Neden ben? diye hayıflanmadan işe koyuldum ve çok değerli Mehmet Üstek ile aslında tahmin etmediğim kadar işler kolay ve yolunda gitti. Siemens'in sistemleriyle donatılan ev sahipleri tatildeyken bile tüm ısı, panjur, perde ve bunun gibi bir çok sistemini uzaktan kontrole izin veriyor ayrıca bunun hepsini tek bir kumandayla yapıtırıyordu. İnce düşünceli bir mimar olarak en çok sevdiğim işlerden biri mekanı kullananlar için bir sürü ışık ve aydınlatma senaryosu yazmam; işte bu senaryolar ne yapıyor? Tonlarca elektrik düğmesi yaratıyor. Yemek modu, okuma modu, tv modu, sohbet modu, romans modu, misafir modu, çalışma modu, gece yemeğe kalkma modu derken elektrik işleri arapsaçına dönerdi ve evin sahiplerine ayrıca hangi düğme hangi ışıkları açıyor diye uzun bir brifing vermek zorunda bile kalırdım. Akıllı ev sistemi ve tek uzaktan kumanda sayesinde istersen her mekandaki bırakın ışık modlarını düzenlemeyi her mekanda farklı senaryolar için farklı müzikleri bile oluşturabiliyorsunuz.Örneklemek gerekirse o gece eve ağır misafirler gelecekse, tek bir senaryo tuşuna basarak kumandayla iki adet kadife şapkalı apliklerle tavan içine sakladığınız gizli aydınlatmaları yakıp,aynı anda Chopin'in nocturnlerinden birini dört derecede sunarak konuklarınızı etkileme sanatınızı konuşturabilirsiniz.Bu sistemi tüm hayatınıza yaydığınızı düşününce vazgeçmesi kolay olmayan bir konfordan bahsettiğimi anlamışsınızdır.Zaten çok iyi tasarlanmış aile evlerinde bu konfor bir zaman sonra hiçbir yeri beğenememe ve hiçbir yerde uyuyamama gibi sorunlara yol açar. Elinizi attığınız heryerde sizi sahip olduğunuz için mutlu kılan özelliklerle donatılmış bir evde hayat rüya gibi akıp gidecektir.Telefonunuzu otomatik içine yerleştirdiğiniz zaman şarj eden kadife kaplı çekmeceler gibi (Evet! Onu da yaptık! Marangoz ve elektronikçilerin ellerine sağlık!)Sevdiğiniz su ısısını önceden ayarlayan duş sistemleri içinde rengarenk ışıklar ve yine en sevdiğiniz melodiler.. ve bunun gibi şeytanın detaylarda gizli olduğu bir sürü deli detay.. Decor Net Akademi de geçen dönem en son mezunlarımız içinde büyük bir elektronik firması sahibi bir katılımcımız; kendisi aynı zamanda üniversitelerde elektrik ve elektronikle ilgili ders vermekte; en yeni oda ışık düzenlemesinin insanın sarkadiyen yani saatlerin sistemi üzerine düzenlenmesi olduğunu anlattı. Yani güneşle uyanıp geceyle beraber uyku düzeneğine geçebilmek bizi hem sağlıklı hem de tasarruflu kılacak.Dolayısıyla genel kavrama baktığımızda küçük metrekarelerde bile vereceği hizmetle kıyaslandığında ödeyeceğiniz bedele değecek bir yeni dünyadan bahsediyoruz.Korkmak yerine kesinlikle anlaşma imzalamamız gereken yepyeni bir on yıllık sisteme giriyoruz. Aynen "Ada" filmindeki gibi robot insanların duygu ve düşüncelere sahip olduğunu deneyimleyeceğiz önümüzdeki on yıl içinde. Evlerimizin içinde sanal seyahatler,farklı zamanlara yolculuk belki de başka bir gezegene gidip geleceğiz.Duygu transferiyle ve hologram görüntülerle bambaşka bir erada aşk bile yaşayabileceksiniz veya bir düelloda ölüp orta dünyada cadı olacaksınız. Teknolojik atmosfer ve sunduğu imkanlar bu kadar sınırsız ve renkliyken mikrop dolu uçakları,ırkçı halka sahip şehirleri ve bir sürü risk içeren insanoğlunun bilinmezliğiyle neden uğraşalım diye düşünmeden edemiyor insan. Alerjik ve hassas bir omurgaya sahip biriyseniz yedi yıldızlı otelin ergonomik denen yatağında bile rahat edemediğiniz durumlar olmuştur (Prenses ve Bezelye tanesi) Kahvenizi en iyi sizden başka kim yapabilir ki? Yine sizin tarafınızdan düzenlenmiş kodlarıyla tam uyandığınız saatte tam istediğiniz kıvamda adeta sizin küçük benliğiniz haline gelmiş üstün teknolojiye sahip küçük ev makinalarınız. Artık internet alışverişiyle heryeri evdeki değişken sağlık sorunlarına sahip yardımcınızdan daha iyi temizleyecek robotlar kapımıza kadar geliyor.Hem de hiçbir sorunları yok,cevap vermeyen ve işini kusursuz yapan bir yardımcı artık hayal değil! Trafiğin bu kadar berbat olduğu bir şehirde temiz hava alıp deniz kokusu içimize çekelim dediğimizde saatlerce araba sürmek zorunda kalacaksak ve eğer teknoloji deniz kokusunu ve soğuk kumları ayağımıza getirecekse neden faydalanmayalım ki bu olağanüstü Dünya verilerinden. Tüm bunlardan bahsedenin benim olduğuma inanmak çok zor özellikle teknoloji korkumu bilenlerin inanması daha da güç olacak ama zihnimi yükseltip daha üst bir noktadan dünya işleyişine baktığımda da neden olmasın diyor insan.Hele gönül verdiğim eğitim hayatımda neler neler yapılabileceğine dair hayal kurmadan edemiyorum. Çok sevgili son dönem mezunlarımızdan Zeynep in evinin konforunda uzaktan dekorasyon yapması da teknolojinin ayak sesleri değil de nedir? Belki ileride mükemmel dekorasyon verilerini içine yükleyeceğimiz dekoratör robotlar devreye girecek ve sınırsız sayıda alternatif sunup müşterileri şaşırtacak.Belki de bilgiler ve doğru çıkarsamalar çiple beynimize yerleştirilecek hatta hayatımızı çipler yönlendirecek. Şimdi yine ürkünçleşti durum,dozajında bir teknoloji hepimize lazım. Kimimize biraz daha fazlası lazım,kimimiz ise köşemize sinip olacak olanları seyrederken tırnaklarımızı kemireceğiz korkuyla. Hiç olmazsa öğrenmeye çalışalım derim ben,neler sunacak bize teknoloji gerek evimizde gerek okullarda gerekse tüm hayatımızı daha anlamlı kılacak neler verebilir bize güzelce etüt edelim ve tüm gelişmeleri insanlığın faydası doğrultusunda kullanabilelim ve o niyette insanlar yetiştirelim. Her şeyin terse dönmesi an meselesi olan Dünyamızda neleri düzeltebiliriz ona odaklanmak eminim bize yepyeni ufuklar sunarken eşsiz deneyimler de yaşatacaktır.Fazla kilom olan bir dönemde yaşı benden ileride olan çok tatlı bir kadın müşterine elektronik tartıya çıkmaktan korktuğumu söylemiştim çünkü her gramı ölçüyordu;zayıflamama yardımcı olmak isteyen bu tatlı hanım bana "Sen tartıdan korkma! Tartı senden korksun!" diye nasihatte bulunmuştu. Şimdi aynı fikri teknoloji için de benimseyebiliriz: Sen teknolojiden korkma! Teknoloji senden korksun!

Mimar Ayşegül SUNER

Diğer Blog Yazılarımız
Yukarı